Saat 11.00’de eş zamanlı olarak Türkiye Barolar Birliği Kadın Hukuku Komisyonu (TÜBAKKOM)’nun organize ettiği, TÜBAKKOM Ordu Başkanlığı tarafından hazırlanan programında Ünye Adliyesi Kadın Hukuku Komisyonu’nda yer alan bir grup avukat Ünye Adliyesi önünde basın açıklamasında bulundu.
Komisyon adına sözcülük yapan Avukat Selda Baştürk, “kadına yönelik ayrımcılığı, dünyada sömürünün, şiddetin, eşitsizliğin, yoksulluğun artmasına neden olan sistemden ayrı düşünmek mümkün değildir.” diyerek, temel olarak bu sistemin değişmesinin sağlanmadan kadın sorunlarına çözüm bulmanın mümkün olmayacağını belirtti.
Av. Selda Baştürk konuşmasının devamında, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nün, kadını aşağılayan, yok eden sistem ve zihniyetlere karşı omuz omuza mücadele verdiği gün olduğunu söyledi.
Toplumsal cinsiyet ayrımcılığının ‘aile içinde başladığının’ altını çizen Baştürk, kadınların yaşamın her alanında olmasına rağmen,, karar alma organlarında, istihdamda, eğitimde, politikada aynı oranda temsil edilmediklerini söyledi. Bunun yanında kadına ve çocuklara yönelik şiddet ve cinsel istismarın sistematik bir şekilde arttığını belirterek, Kadına yönelik şiddet ve istismarın artmasına, kadına yönelik politikalarda sistemli bir geriye gidişin etkisinin büyük olduğunu söyledi.
-Kadının sosyal hayatta yer alması kısıtlanıyor
Av. Selda Baştürk; “ Eğitim müfredatıyla toplumsal cinsiyet rollerindeki eşitsizlikler pekiştirilmekte, dini referanslar dikkate alınarak kanuni düzenlemeler yapılmakta, kesintisiz zorunlu eğitim süresi kısaltılmakta, kadına yönelik şiddet haberlerinde medyada eril dil kullanılmakta, kadının asıl görevinin annelik ve esas yerinin ev olduğu algısı yaratılarak kadının sosyal yaşamda yer alması kısıtlanmaktadır.
-Kadının faili değil, giyimi soruşturuluyor
Kamu hizmetleri toplumsal cinsiyet ayrımına yol açacak şekilde verilmekte, failin fiili tartışılacağı yerde kadının şiddete uğramasına bulunduğu yer, zaman ve giyiniş biçimleri mazeret olarak kullanılmaktadır. “dedi.
Kadına yönelik şiddetin önlenmesi, cinsiyet eşitsizliği problemi, ekonomik ve toplumsal hayatın eşitlik ilkesi kapsamında düzenlenmesiyle mümkündür. Kadınları toplumsal hayatın dışına itmeye çalışan cinsiyetçi ve ayrımcı politika ve uygulamalardan vazgeçilmelidir.
-12 yıl kesintisiz zorunlu eğitim kız çocuklarının birey olmasını sağlayacak önemli olgu
Laik eğitim sistemi her türlü toplumsal cinsiyet eşitsizliğin kaldırılması için bir zorunluluktur. Yine 12 yıl kesintisiz zorunlu eğitim kız çocuklarının birey olmasını sağlayacak önemli bir olgudur. Özellikle Diyanet İşleri Başkanlığı’nca yapılmakta olan kadına yönelik cinsel tanımlamaların mevcut yasalarla çelişkili olmaması sağlanmalıdır. Kadını sadece ailenin bir parçası gören politik, kültürel anlayış değiştirilerek, kadının eşit ve özgür birey olduğu kabul edilmelidir.
Selda Baştürk son olarak, “Bizler Ordu Barosu olarak, TÜBAKKOM üyesi olarak, kadınlarımızın Cumhuriyet devrimleri kazanımlarından ödün vermeyeceğimizi, kadına karşı her türlü ayrımcılığın ortadan kalktığı, kadının birey olarak var olduğu, özgürlüklerin kısıtlanmadığı, şiddetin ve istismarın önlendiği, barışın sağlandığı bir Türkiye ve dünya istediğimizi bir kez daha kamuoyuyla paylaşıyoruz.” dedi.
Haber / Meral korkmaz
E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir
Ünye Haber